Mevlana-Mevlana
Ey yüce dağlar! Hani sizdeki beyaz karlar?
Mevlana-Mevlana, karsız kaldı, yüce dağlar...
Ey yüce dağlar! Hani sizdeki ferah hava?
Mevlana-Mevlana, havasız kaldı bu dağlar...
Ey dağların, görkemli yemyeşil ağaçları!
Ey yüce dağların, bitmez tükenmez çamları!
Bu dağlara, verdiğiniz sözler nerde kaldı?
Mevlana-Mevlana, ağaçsız kaldı bu dağlar...
Ey dağların, suyu bitmek bilmez çeşmeleri!
Ey dağların, suyu derde deva çeşmeleri!
Nerde sizdeki, tertemiz bereket sulları?
Mevlana-Mevlana, susuz kaldı yüce dağlar...
Yeşilliği, bitkisi insanı boğan dağlar
Yaylası, şimdi bir avuç yeşilliğe muhtaç
Ey yüce dağlar! Kendine yemyeşil yollar aç.
Mevlana-Mevlana, kupkuru kaldı bu dağlar...
Gökyüzünü süslüyen, şanı destan bulutlar,
Gökyüzündeki yağmurlu Kapkara bulutlar
Sizdemi, size ne oldu yağışlı bulutlar?
Mevlana-Mevlana, yağmursuz kaldı bu dağlar...
Ey rüzgar! Yüce dağları toz dumana boğan
Ey rüzgar! Sen niye kaçıyorsun bu dağlardan?
Gitme rüzgar gitme, esintini kesme, sakın.
Mevlana-Mevlana, rüzgarsız kaldı bu dağlar...
Bahar geldi, şükür, yüce dağlar açılacak,
Çiçekler tek-tek açacak diye, çok sevindik
Yeşillik geri dönecek diye, çok sevindik,
Mevlana-Mevlana, bekledik hiç dönmediler...
Ne ağaçlar yapraklandı, ne güzel çiçekler
Ne yeşillikler yeşerdi, ne güzel bitkiler.
Çeşmeler bile akmadı, yağmurlar yağmadı.
Mevlana-Mevlana, öksüz kaldı yüce dağlar..
Yılmaz Dayar