22 Haziran 2008 Pazar

MEVLANA'NIN ESERLERİ


Mesnevi
Mesnevi klasik dogu edebiyatinda, bir siir tarzinin adidir. Edebiyatta ayni vezinde ve her beyti kendi arasinda ayri ayri kafiyeli nazim türüne Mesnevi adi verilmistir. Uzun sürecek konular veya hikayeler siir yoluyla anlatilmak istendiginde, kafiye kolayligi nedeniyle mesnevi türü tercih edilirdi.

Mesnevi her ne kadar klasik dogu siirinin bir türü ise de, "Mesnevi" denildigi zaman akla "Mevlâna'nin Mesnevi'si" gelmektedir.

Mevlâna Mesnevi'yi Hüsameddin Çelebi'nin istegi üzerine yazmistir. Kâtibi Hüsameddin Çelebi'nin söyledigine göre, Mevlâna, Mesnevi beyitlerini Meram'da gezerken, oturuken, yürürken, hatta Semâ ederken söylermis. Çelebi Hüsameddin de yazarmis.

Mesnevi'nin dili Farsça'dir. Halen Mevlâna Müzesi'nde teshirde bulunan 1278 tarihli, elde bulunulan en eski Mesnevi nüshasina göre beyit sayisi 25618 dir.

Mesnevi'nin Vezni:
Fâ i lâ tün - fâ i lâ tün - fâ i lün 'dür.

Mevlâna 6 ciltlik Mesnevi'sinde tasavvufi fikir ve düsüncelerini, birbirine ulanmis hikayeler halinde anlatmaktadir.



Dîvân-i Kebir


Divân sairlerinin siirlerini topladiklari deftere denir. "Divân-i Kebir "Büyük Defter" veya "Büyük Divân" manasina gelir.

Mevlâna'nin çesitli konularda söyledigi siirlerin tamami bu divandadir. Divân-i Kebir'in dili Farsça olmakla beraber, içinde Arapça, Türkçe ve Rumca siire de yer verilmistir.

Divân-i Kebir 21 küçük divân (Bahir) ile rubâî divâninin bir araya getirilmesi ile olusmustur. Divân-i Kebir'in beyit sayisi 40.000'i asmaktadir.

Mevlâna Divân-i Kebir'deki bazi siirlerini Sems Mahlasi ile yazdigi için bu divâna Divân-i Sems de denmektedir. Divânda yer alan siirler vezin ve kafiyeler göz önüne alinarak düzenlenmistir.



Mektûbât
Mevlâna'nin basta Selçuklu hükümdarlarina ve devrin ileri gelenlerine nasihat için, kendisinden sorulan ve halli istenilen dini ve ilmi konularda açiklayici bilgiler vermek için yazdigi 147 adet mektuptur.

Mevlâna bu mektuplarinda, edebi mektup yazma kaidelerine uymamis, aynen konustugu gibi yazmistir.Mektuplarinda "kulunuz, ben deniz"gibi kelimelere hiç yer vermemistir.

Hitaplarinda mevki ve memuriyet adlari müstesna, mektup yazdigi kisinin aklina, inancina ve yaptigi iyi islere göre kendisine hangi hitap tarzi yakisiyorsa, onu kullanmistir.




Fîhi Mâ Fih Fîhi Mâ Fih

"Ne varsa içindedir" manasina gelmektedir. Bu eser Mevlâna'nin çesitli meclislerde yaptigi sohbetleri içermektedir. Bunlarin oglu Sultan Veled tarafindan bir kitapta toplandigi sanilmaktadir. Eser 61 bölümden olusmaktadir. Bu bölümlerden bir kismi, Selçuklu Veziri Süleyman Pervane'ye hitaben kaleme alinmistir. Eserde bazi siyasi olaylara da deginilmistir. Bu nedenle bu eser tarihi açidan da büyük bir önem tasimaktadir. Eser de cennet ve cehennem, dünya ve ahiret mürsid ve mürid, ask ve sema gibi konular islenmistir.







Mecâlis-i Seb'a (Yedi Meclis)
Mecâlis-i Seb'a adindan da anlasilacagi üzere Mevlâna'nin yedi meclisinin, yedi vaazinin toplanmasindan meydana gelmistir. Mevlâna'nin vaazlari, Çelebi Hüsameddin veya oglu Sultan Veled tarafindan not edilmis ancak özüne dokunulmamak kaydi ile eklentiler yapilmistir. Eserin düzenlenmesi yapildiktan sonra, Mevlâna'nin tashihinden geçmis olmasi kuvvetle muhtemeldir.

Siiri amaç degil, fikirlerini söylemede bir araç olarak kabul eden Mevlâna, yedi meclisinde serh ettigi hadisleri su konulara ayirmistir:

1. Dogru yoldan ayrilmis toplumlarin hangi yolla kurtulacagi.
2. Suçtan kurtulus, akil yolu ile gafletten uyanis.
3. Inanç'daki kudret.
4. Tövbe edip dogru yolu bulanlarin Allah'in sevgili kulu olacaklari.
5. Bilginin degeri.
6. Gaflete dalis.
7. Aklin önemi.


Bu yedi mecliste, asil serh edilen hadiselerle beraber 41 hadis daha geçmektedir. Mevlâna tarafindan seçilen her hadis içtimaidir. Mevlâna, yedi meclisinde her bölüme "hamd-ü sena" ve "münacat" ile baslamakta, açiklanacak konulari ve tasavvufi görüslerini hikaye ve siirlerle cazip hale getirmektedir.Bu yol Mesnevi'nin yazilisinda da aynen kullanilmistir.